13 Nisan 2014 Pazar

BİR BAŞARI HİKAYESİ:AHMET YILDIZ

   

Obama'nın elinden ödül alan Türk:

Bilimle uğraşmayı herkese tavsiye etmem!

Ahmet Yıldız, Amerika’da parmakla gösterilen genç akademisyenlerden. Araştırmalarıyla bilim tarihine adını yazdırmayı başardı. Son olarak ABD Başkanı Barack Obama tarafından Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü’yle onurlandırıldı.
Ahmet Yıldız’ın öğrenim hayatı tahmin edileceği üzere başarılarla dolu. Sakarya’nın Arifiye Beldesi’nden, emekli bir ailenin çocuğu olan Yıldız, İstanbul Fen Lisesi’ni 1996’da bitirdikten sonra fizikçi olmaya karar verdi. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden 2001’de mezun oldu. Kazandığı özel bursla bilimsel çalışmalarına ABD’de devam etti. Illinois Üniversitesi’nde ‘Bir Nanometre Doğrulukta Işıma Okuması’ metodunu geliştirdi ve proteinlerin nasıl hareket ettiğini bilim tarihinde ilk defa deneysel olarak ispatladı. 2003’te de Foresight Enstitüsü’nce her sene verilen Seçkin Öğrenci Ödülü’nü kazandı. Ayrıca Feynman Nano Teknoloji Ödülü ve Gregory Weber Uluslararası Ödülü’ne layık görüldü. California Üniversitesi’nde, insan hücresindeki motor proteinlerin nasıl yürüdüğüyle alakalı tezi ile doktor oldu. Bu çalışması sayesinde dünyanın prestijli bilim dergisi Science tarafından ‘2005 Yılının Genç Bilim Adamı’ seçildi ve dergiye kapak oldu. Bu ödülü alan ilk Türk olarak tarihe geçti. Doktoranın ardından çalışmalarını Kaliforniya Üniversitesi San Francisco Kampusu’nda devam ettirdi. Hâlen aynı okulun Berkeley Kampusu’nda Fizik ve Moleküler Hücre Biyolojisi bölümlerinde araştırmalarını sürdürüyor. İlgisini tüm insanlığı alakadar eden körlük, sağırlık, felç, Alzheimer ve kanser gibi hastalıkların tedavisi üzerine yoğunlaştırmış durumda. California’da eşi ve iki çocuğuyla yaşayan Yıldız, en son dershanelerin kapatılması tartışmalarında gündeme gelmişti. Üniversiteye FEM Dershaneleri’nde hazırlanan Yıldız, bu kurumların kapatılmaması için hazırlanan reklam filminde rol almıştı. Yıldız, dershanelerle ilgili de “Testlerden kurtulmamız lazım. Dershaneler o zaman kendiliğinden dönüşecektir.” demişti.
-ABD Başkanı Barack Obama tarafından Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü’yle onurlandırıldınız. Bu prestijli ödülü Obama’nın elinden alacaksınız. Neler hissediyorsunuz?
PECASE, Amerika’da genç bilim insanlarına ve mühendislere devlet tarafından verilen en prestijli ödül. Bizzat başkan tarafından veriliyor. Böyle bir ödüle layık görülmek kendi adıma ciddi bir mutluluk vesilesi oldu. Aynı zamanda daha çok çalışmam ve büyük projeler pesinde koşmam için önemli bir teşvik olarak görüyorum. Bu ödülün genç akademisyenlerimiz için hedef büyütmek manası taşıdığını da düşünüyorum.    
-Kendinize nasıl bir hedef koydunuz? Lise sıralarındayken bugünleri hayal eder miydiniz?
İki hedefim var. Birincisi; kendi bilimsel alanımda dünyada söz sahibi üç-beş kişiden biri olmak. İkincisi; ileride insan sağlığı ve biyoteknoloji uygulamalarında önemli gelişmelere sebep olabilecek çalışmalar yapmak ve alanımdaki temel sorulara cevap bulabilmek. Bunlara ulaşabilmek için de bir ömür boyu hedeften sapmadan yüksek tempoda çalışmak ve sürekli yenilenmek gerekiyor. Umarım bu hedefler hayalde kalmaz. Lise yıllarında bilim adamı olmayı aklıma koymuştum, fakat bugünleri görmem mümkün değildi. Belki de bunun en önemli etkeni çevremde o zaman örnek alabileceğim bilim insanlarının olmayışı veya bu kişilere kolay ulaşmamın mümkün olmayışıydı. Bu sebeple, Türkiye’ye her geldiğimde elimden geldiği kadar üniversite ve lise öğrencileri ile ilgili programlara katılmaya, onlarla tecrübelerimi paylaşmaya çalışıyorum.
-Tamamladığınız veya şu an üzerinde çalıştığınız projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz?
Doktoraya başladığım yıllarda, hücre içerisinde yol vazifesi gören filamentler üzerinde yürüyen proteinlerin bunu nasıl başardıklarını çalıştım. Bu proteinler, kendilerinden katbekat büyüklükteki kargoları (mesela organeller, vezikuller, proteinler) hücrenin bir köşesinden öteki köşesine kısa zamanda taşıyabiliyor. Özellikle sinir hücrelerindeki bu proteinler 1 metreden daha uzun olabilir. Bu taşımacılık görevi çok önemli; çünkü mesafeler uzak olduğundan kargoların başka şekilde hedeflerine zamanında ulaşma imkânı yok. Bu sebeple, motor proteinlerle alakalı bozukluklar ve problemler, özellikle motor nöron dejenerasyonu ve Alzheimer gibi sinir sistemi ile ilgili hastalıklara sebep veriyor.
-Biraz daha açabilir miyiz?
Motor proteinlerin yapısı insanınkine benziyor: İki ayakları, iki bacakları, bir gövdesi ve iki elleri var. Elleri ile kargolara, ayakları ile filamentlere bağlanıyorlar. Bacaklar yürümeyi sağlıyor, ama nasıl? Bunu gözlemlemek için biz laboratuvarda bu proteinlerin bir ayağına sarı ışık yayan, diğer ayağına kırmızı ışık yayan boya molekülü yapıştırdık. Önce, bu boyaların pozisyonunu 1 nanometre (metrenin milyarda biri) çözünürlükte gözlemleyen bir metot geliştirdik. Daha sonra proteinler yürürken boyaların porsiyonlarının nasıl değiştiğini anladık. Bu deney, karanlıkta göremediğimiz bir insanın ayaklarını takip etmek için bir ayağına sarı, diğer ayağına kırmızı lamba bağlayıp lambaların hareketinden kişinin nasıl yürüdüğünü anlamak gibi.
Deneyin sonucunda, motor proteinlerin insanlar gibi sağ-sol adımlar attığını gördük. Daha sonraki yıllarda çok çalışılmamış olan dynein proteinin nasıl yürüdüğü, niçin diğer proteinlerin tersi istikamette gittiği, adımları atmak için güç ve enerjiyi nasıl sağladığı soruları üzerine yoğunlaştım. Son zamanlarda kromozomların ucunda hücreyi kanser ve yaşlanmaya karşı koruyan telomer DNA’sı üzerine çalışmaya başladım. Bu DNA parçasının ne şekilde korunduğu ve nasıl sentezlendiğinin mekanizmasını anlamaya çalışıyorum.
-Gelecekte sizin ilgi alanlarınızdan hayatımızı değiştiren ne gibi yenilikler göreceğiz?
Bu alanlardaki önemli gelişmelerin ileride kanser, yaşlanma ve norolojik hastalıkların tedavisinde daha etkin ilaçlar geliştirme konusunda yardımcı olacaklarını düşünüyorum. Günümüzde birçok hastalığın sebebinin bir proteine, hatta bazen proteindeki bir amino asidin mutasyonuna bağlı olduğu anlaşılıyor. Bizim amacımız hücre içinde proteinlerin ve DNA’nın bu harika fonksiyonları nasıl yerine getirdiklerini anlamak. Bunların anlaşılması tedavi yöntemlerini daha spesifik, daha etkin ve zararsız kılabilir.
-Üniversite sınavında yüksek puan aldınız. Daha popüler bir bölüm okumak yerine niçin bilim adamı olmayı seçtiniz?
Fizik bölümünü birinci tercih olarak yazmaya karar verdiğimde ailemden ve çevremden ciddi tepkilerle karşılaştım. Haksız da sayılmazlardı, çünkü fizik bölümünden mezun olan birisinin Türkiye’de piyasada iş bulması kolay değil. Üniversitede akademik pozisyona geçmeleri sonu belli olmayan uzun bir maraton. Bugün bu mantık daha fazla ağırlığını hissettirmiş gibi; çünkü temel bilim bölümleri Türkiye’de tercih sıralarında sonlarda. Bilkent, Boğaziçi gibi üniversiteler dahi çok düşük tercih sırasında öğrenci alıyor bu bölümlere. Acaba memleketimizde en iyi öğrencilerin hepsi gerçekten doktor mu olmak istiyor, yoksa bu meslekte daha kolay para kazanabileceklerini mi düşünüyorlar? Bu işin içinden çıkamıyorum. Öğrenciler belki de geçmişteki bazı acı tecrübelerden dolayı kolaycılığı ve sağlamcılığı tercih ediyor. Oysa olması gereken, herkesin kendi ilgisine uygun meslek seçmesidir; yüksek puanlı popüler bolümler neyse ona göre sıralama yapması değil.
-Ama bizim yüksek puanlı tıp, mühendislik, hukuk gibi bölümlerden mezunlara da ihtiyacımız var.
Elbette, bizim bilim insanlarının sayısından daha çok doktora ve mühendise ihtiyacımız var ama kaliteli bilim insanlarına da ihtiyacımız var. Ben ilgimin bilimsel araştırma olduğuna inanıp kendime güvenerek bu riski aldım. Çevremdeki insanların uyarılarını umursamadan hayatta istediğim şeyi yaptığıma inanıyorum. Hiç de pişman değilim. Bu arada bilimle iştigal etmeyi herkese tavsiye etmiyorum. Bir alanda fazlasıyla yoğunlaşmak ve soyutlanmaktan gocunmayan, sürekli analitik düşünüp kendini yenilemekten usanmayan, ömür boyu yüksek tempoda çalışıp rekabetten çekinmeyen ve bunun neticesinde de çok yüksek bir gelir beklemeyen maceraperest insanların işidir bilim. Rekabette ezilebilecek kişiler için akademik hayatı tavsiye etmiyorum. Amerika’da, sadece en iyi performansı gösterebilen öğrenciler akademisyen olabilir. Doktora programına 50 öğrenci girer, ortalama iki üç kişi hoca olur.    
-Master ve doktora çalışması için neden yurtdışını tercih ettiniz?
Bu iş en üst seviyede yurtdışında yapıldığı için. Akademik çalışma yapmak isteyen herkese tavsiyem yurtdışı tecrübesi edinmeleri. İngilizcelerini akıcı bir üslupla konuşacak ve yazacak hâle getirmeliler. Sadece ülkemiz için değil, Almanya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde de doktora öğrencileri ve post doktora yapanlar için yurtdışı tecrübesi genellikle birinci tercihtir. 2001’de ekonomik krizin olduğu günlerde üniversiteden mezun oldum. Türkiye’de bilimsel araştırma fonları komik denilebilecek rakamlardı. Sadece birkaç yerde saygıdeğer dergilerde yayınlar çıkıyordu. Şimdilerde daha iyi durumdayız. Araştırma fonları çok daha yüksek, beş altı ayrı üniversiteden güzel yayınlar çıkıyor. Bu da bizleri sevindiren, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan gelişmeler.
-Çalışmalarınızı Türkiye’de sürdürme imkânı var mı? Türkiye’de Ar-Ge için sağlanan sosyal ve mali ortamı nasıl buluyorsunuz?
Akademik çalışmalar ve üniversitenin niteliği ve imkânları ile alakalı son 10 yılda oldukça önemli gelişmeler yaşandığı doğru. Fakat Türkiye’deki araştırma fonları geçmişe göre çok daha iyi olsa da Avrupa ve Amerika’nın hâlen çok gerisinde. Birçok genç araştırmacı verilen ödüllerle ülkeye geri kazandırılsa da uzun dönem çalışmaları besleyecek oturmuş bir fonlama sistemi yok. Ayrıca ırk, din, görüş ve arkadaşlık bağları gözetilmeden, objektif olarak önüne gelen projeyi değerlendirme kültürünün yerleşmiş olduğunu kaç kişi iddia edebilir? Türkiye’ye kesin dönüş yapan arkadaşlar en büyük zorluğu üniversitedeki sistemle ve kişisel ilişkilerde yaşıyor. Daha çok özgürlüklerinin bölüm başkanları ve dekanlar tarafından tahakküm altında tutulduğundan, ders yükünün fazla olmasından dolayı araştırma yapmaya vakit bulmadıklarından, hizipçiliğin ve adam kayırmanın yaygın olmasından, hocaların dünya görüşüne göre değerlendirmesinden, akademisyenlerin birbirleriyle ortak proje yapmak yerine kutuplaşması neticesinde kavgalı olmasından şikâyet ediyor. Türkiye’de bilimsel araştırma yapacak gerekli niteliklere sahip öğrenci bulmak ve uygun şartları taşıyanları burada tutmak da çok kolay değil. Bu ancak sürekli üstüne koyarak, imkânları ve bilimsel atmosferi geliştirerek mümkün olabilir.
-Sizin çalıştığınız üniversitede bu türden sorunlar yaşanıyor mu?
Bu tip problemlere bazen burada da rastlıyoruz; fakat burada sistem uzun yıllar öncesinden oturtulmuş. Herkese kendi işine bakması, yöneticilere de altındaki çalışanları mutlu etmesi öğretilmiş. Ben mesela kendi üniversitemde mesai saatlerinde politika, din, futbol, siyaset ve dedikodu konuşulduğuna fazla rastlamadım. Ne zaman bu mevzuları aşarsak gerçek başarının onun akabinde geleceğine inanıyorum.
-ABD’de durum nasıl? Ne gibi teşvik edici veya tam tersi işinizi zorlaştıracak kişi ve uygulamalarla karşılaştınız?
Mesela, ben Amerika’nın en saygın üniversitelerinden birinde çalışıyorum. Buradaki ortam araştırma yapmak için çok uygun. İyi öğrenci bulmakta zorluk yaşamıyorum. Bu öğrenciler özgüveni, genel bilgisi, bağımsız düşünebilme ve kendini ifade edebilme yönüyle Türk öğrencilerinden genelde daha iyi eğitim almışlar. Bizden de çok iyi öğrenciler çıkıyor ama içindeki cevheri ortaya çıkarmak için saçlarınızın bir kısmından feragat etmek zorunda kalabilirsiniz. Bu da eğitim sistemimizin hâlen ezberciliğe, sınava ve teste dönük olmasından; eleştiriye, sunuma, projeye, aktiviteye Batı ülkeleri seviyesinde yer vermemesinden kaynaklanıyor. Burada sistem oturmuş, dönemde maksimum üç saat ders veriyorum, geri kalan vaktimi öğrencilerime ve araştırmalarıma adıyorum. Kimse benim Türk olmama, Müslüman olmama, İngilizceyi aksanlı konuşmama vesaire takmış gibi gözükmüyor. İşimi yapmak için idarecilerle ve üniversite sistemi ile mücadele etmeme gerek kalmıyor. Açıkçası zihin olarak rahatım ve başarılı olamazsam bunun tek sorumlusu benim. Bu duygu da beni mutlu ediyor ve çalışmamak ve tembellik yapmak için bahane üretemiyorum.
-Amerika’da hiç mi zorluk yok?
Engeller yok mu, elbette var. Mesela bir yabancı olarak Amerikalılarla çok sıcak ilişkiler geliştirmek veya bazı kişilerin kurduğu arkadaşlık ortamına dâhil olmak kolay olmuyor. Çevre edinmek için ekstra gayret göstermek gerekiyor. Bazı öğrenciler kendi kültürüne daha yakın olduğundan yerli hocaları tercih edebiliyor. Bir de burada yerli yabancı herkesi ilgilendiren zorluklar var. Mesela, üst seviyede araştırma yapmaya çalışan kişiler arasında rekabet bazen dayanılması zor bir hâle gelebiliyor. Öndeki kişiler sürekli değişebiliyor ve sadece sürekli iyi iş üretebilen kişiler ayakta kalabiliyor. Ayrıca, son birkaç yılda bütçe kesintileri sonucu araştırma fonları çok düştü. Eskiden yüzde 20’lik kesim rahattı. Bugün bu oran yüzde 4 seviyelerinde. Geri kalanı ise ‘Araştırmalarımı devam ettirebilir miyim?’ endişesi yaşıyor.
-Bir gün memlekete dönmeyi düşünüyor musunuz?
Neden olmasın? Memleketimde yaşasam çok daha mutlu olacağım. Sosyal hayatımın şimdikinden katbekat daha aktif olacağına eminim. Benim için Türkiye’nin yemekleri, tarihi, kültürü, aileme yakın olmak, futbol maçlarını akşam saatlerinde televizyondan seyredebilmek gibi sayısız avantajları var. Fakat hâlen üniversite sistemindeki sorunlar, temel bilimlere karşı ilgisizlik ve memleketteki siyasi belirsizlikler –ki her şey eninde sonunda buna bağlı– burada kalmamın şu an daha mantıklı olduğunu hatıra getiriyor.
-Dünyadaki yaygın kapitalizm bilimsel çalışmaları bir yönden teşvik edici gözükürken diğer yandan para ve kâr ile ölçerek fren görevi görmüyor mu? Bu konuda devletin teşvik edici görevi hakkında neler söylersiniz?
Elbette! Özellikle küçük ülkeler bilimsel çalışmalara pragmatik yaklaşıyor. Verilen paranın üç sene sonunda 10 katıyla geri gelmesi hayallerini kuruyor. O sebeple teknoloji desteklenirken temel bilim atıl kalıyor. Fakat teknolojik araştırmalar temel bilimden beslendiğinden ülkede bu konuda yeterli birikim yoksa 10 sene sonra nefes kesiliyor. Maratona devam edemiyorsunuz. Ayrıca, sürekli o ülke ile alakalı sorunları çözücü araştırmalar yapılıyor. Mesela bizde Kırım-Kongo kenesi veya sadece ülkemizde bitkilerde görülen özel bir hastalığın çaresi gibi. Bu araştırmaların çoğu başkalarını fazla ilgilendirmediğinden dünya çapında fazla ilgi göremeyebiliyor. Doğru olanı, teknoloji, sanayi, sağlık ve tarım problemlerimizi çözmeye çalıştığımız gibi meseleyi bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Mesela ilaç sanayiinin memleketimizde özgün bir ilaç üretebilmesi için öncelikle hayvanlar üzerinde ilaç test edebilen akredite sahibi laboratuvara ihtiyaç var. Ayrıca o kurumda çalışabilecek nitelikte biyolog yetiştirebilecek altyapı lazım. Biri olmadan diğer basamağa zıplayamazsınız.
-Türkiye’deki üniversitelerin istenilen yere varmasının önündeki en büyük engel nedir?
Konunun uzmanı olduğuma inanmıyorum. Mevzunun televizyon kanallarında hatta TBMM’de enine boyuna tartışılması gerektiğine inanıyorum. Kendi dar anlayışımla, en önemli sorun bence sistem eksikliği. Mesela burada post doktorasını tamamlayıp tüm enerjisi ile Türkiye’ye yardımcı doçent olarak dönenler şunları söylüyor: “Haftada 10-20 saat derse giriyorum, bırak makale yazmayı konuşacak hâlim kalmıyor. Dersin asistanı yok, haftada 200 sınav kâğıdı okuyorum. Bölümlerde finansal, yönetimsel ve lojistik yardım sunabilecek sekreterler yok. Her şeyi hocaların kendisinin yapması bekleniyor. Yeni gelen her bölüm başkanı bölümü krallıkla yönetmeye kalkıyor. Kendi yönetimsel fantezilerini hayata geçiriyor. Mesela her hocaya gelirken ve çıkarken kâğıt imzalattıran bile var.” Vakıf üniversitelerine, Boğaziçi ve İTÜ gibi okullara gidenler daha iyi bir ortamla karşılaşıyor. Fakat bu okullar üzerlerine düşen liderlik vazifesini ne kadar yerine getiriyor? Ne kadar ses getiren bilimsel çalışma yayımlayabiliyor? Doktora yapacak nitelikli öğrenci bulamamanın, fonların kısıtlı olmasının, ders yükü yoğunluğunun, politik ve kişisel ayrışmaların buralarda da geçerli sorunlar olduğuna inanıyorum. Aslında keşke buradaki birçok araştırmacı ile kapsamlı bir araştırma yapılsa. En temel mevzulara YÖK ve TÜBİTAK çare arasa, belki bir kısım sorunları kısa zamanda aşabiliriz.
MAKALE SAYISI PATLADI AMA ATIF SAYISI YERLERDE
Türkiye’de nasıl bir sistemle bilimsel gelişmenin önündeki engeller kalkar?  
Aciliyeti olan meseleler var. Araştırma fonlarını artırmak, üniversite sayısını artırmak, üniversitelerde kadro açmak, ders yükünü limitlemek, gelişen alanlara yatırım yapıp, geçerliliği kalmamış bölümleri azaltmak, eğitim teknolojilerine kaynak yatırmak gibi. Bir de bazı temel sorunlar var ki bunları kâğıt üzerinde çözmek o kadar kolay değil. Bir kere insanımızı çalışarak ve alanında başarılı olarak hak ettiği yerlere gelebileceğine ikna etmemiz lazım. Sürekli başarıyı ödüllendirmek, teşvik etmek ve imkânları ilk başta bu kişilere sunmak lazım. Başarıyı ödüllendirme sisteminin boşluklara meydan vermeden oluşturulması, boşluklardan fayda sağlamak isteyebileceklere fırsat tanınmaması lazım. Mesela, TÜBİTAK makale başına para vermeye başladı. Türkiye’de çıkan makale sayısı İsrail’dekini geçti. Fakat makale başı atıf sayısı yerlerde geziyor. Demek ki makalenin niceliği değil, niteliği önemli. Uluslararası konferansa katılanlara teşvik amaçlı para önerildi. Bu sefer Bulgaristan’da Azerbaycan’daki adı sanı duyulmamış konferanslara gidişler arttı. Alınan her fon başına hocalar kendilerine ekstra maaş yazabiliyor.  Bu sefer iş ticarete döner oldu. Tabii ki başarılı olan akademisyenler daha çok kazanmalı. Ama diğerlerinden beş on kat daha fazla değil.  Ayrıca insan kayırmanın, fişlemenin, ahbap çavuş ilişkisinin, torpilin olduğu bir ortamda bu dediklerim olmaz. Mesela burada rektörler ve dekanların çoğunluğu tartışılamayacak derecede başarılı isimlerdir. Ödüller üç aşağı beş yukarı hak edene verilir. Böylelikle insanlar bütün gün başkalarını ve yapılan haksızlıkları konuşmaz, işlerine bakar. Son olarak, tartışmaya açık bir önerim var; Türkiye’deki akademik ortamın bir adımda düzelmesi mümkün değil. Bunun yerine beş on tane pilot üniversite belirlenip onların 10 sene içerisinde dünya standartlarına çekilmesi ve diğer kurumlara örnek olmaları daha isabetli bir strateji olabilir. Her üniversitenin doktora programı açmasına gerek yoktur. Bir kısmı öğretim, bir kısmı araştırma üniversitesi olarak ayrılır, imkânlar gereksizce dağıtılmamış olur. Dünyanın birçok ülkesinde üniversiteler arası farklı kategoriler vardır. Bizdeki gibi her şey tek elden, merkezî yönetilmeye çalışılmaz.

kaynak:zaman.com.tr

5 Nisan 2014 Cumartesi

AMERİKA'da YILLIK ÜNİVERSİTE ÜCRETLERİ ve BURSLAR

Amerikan üniversitelerinde eğitim, sayısız avantajın yanında çokça soru işaretini de beraberinde getiriyor. Hiç şüphesiz ki, birçok aile için bu soru işaretlerinden en önemlisi işin finansal boyutu. Her zaman Amerikan üniversitelerinin pahalı ücretlerinden bahsedilir, ancak gerçekten bir öğrencinin üniversite öğrenimini Amerika’da sürdürmesi finansal açıdan ne anlama geliyor? Amerikan üniversiteleri ile Türk üniversiteler arasında yıllık ücretler ne kadar değişiyor? Türk öğrenciler için Amerika’da burs olanakları var mı?

4 binden fazla üniversitesi olan Amerika’da okul ücretleri ve burs imkanları konularında genelleme yapmak pek doğru olmaz. Devlet üniversiteleri ile özel üniversiteler arasında bu konuda büyük bir fark göze çarpmakta. Yabancı öğrenciler için Amerika’da ortalama bir dört yıllık özel üniversitenin ücreti senelik 29 bin dolar civarında seyrediyor. Ortalama ücret devlet üniversiteleri için ise senelik 21 bin dolar civarında. Amerikalı öğrenciler için ise devlet üniversitelerinin yıllık harçları oldukça cüzi olabiliyor. Eğer Amerikalı bir öğrenci, yaşadığı eyalette bir devlet üniversitesine giderse ortalama senelik 8 bin dolar civarı bir ücret ödüyor.

 

Yukarıda verdiğim rakamlar, Amerika genelinin ortalamaları. Bazı özel üniversitelerin yıllık ücretleri dudak uçuklatan cinsten olabiliyor. Örneğin, US News’a göre New York’taki Columbia Üniversitesi’nin yıllık ücreti 47 bin doları veya New Hampshire’daki Dartmouth Üniversitesi’nin yıllık ücreti 45 bin doları aşıyor.

Üstelik bunlar sadece eğitim masrafları. Konaklama, kitap, yiyecek ve ulaşım derken Amerika’da eğitim görmenin masrafı daha da yukarılara çıkabiliyor.

Ancak durum bu kadar da iç karartıcı değil. Uluslararası öğrenciler, burs, avans veya hibe konularında Amerikalılar kadar şanslı olmasa da birçok olanak mevcut. Amerikalı öğrencilerin yarısından fazlası, okul harçları için devletten, üniversitelerinden, özel kurumlardan veya bankalardan yardım alıyor. Bu imkanlar Türk öğrenciler de dahil olmak üzere bütün uluslararası öğrenciler için bir nebze geçerli. Sadece yoğun bir araştırma yapmak gerekiyor.

Amerikan vatandaşı olmayan öğrenciler için devletten burs almak oldukça zor. Ancak, neredeyse her üniversite yabancı öğrencilere başarı ve ihtiyaç bazlı burs veriyor. Üniversitelerin internet sitelerinde konuyla ilgili detaylı bilgiye ulaşmak mümkün, ayrıca okulların uluslararası öğrenci ofisiyle irtibata geçtiğinizde size rahatlıkla yardımcı oluyorlar. Üstelik, bazı üniversiteler, diğerlerine göre yabancı öğrencilere burs vermeye daha meyilli olabiliyor. Mesela yukarıda bahsettiğimiz Dartmouth Üniversitesi, Amerika’da yabancı öğrencilere en çok burs veren üniversitelerinden biri. Dartmouth, geçtiğimiz yıl 251 yabancı öğrenciye ortalama 49 bin dolar civarı bir burs vermiş. Yani, iyi araştırıldığı takdirde doğrudan üniversitelerden burs bulmak olanaklar dahilinde bir durum.

Amerikan vatandaşı olmayan ama Amerika’da öğrenim görmek isteyen Türk öğrenciler için birçok kaynak mevcut.Internationalscholarships.comIEFA,NAFSAscholarshipexperts.com gibi siteler uluslararası öğrencilere finansal kaynak sağlama konusunda yardımcı oluyor. O yüzden, Amerikan üniversitelerinin yüksek harçlarını görüp umutsuzluğa kapılmanın anlamı yok. Görüldüğü üzere, iyi bir araştırma ile ücretleri daha uygun okullar saptanabilir, gerek okulun kendisinden gerekse özel veya devlet kurumlarından çeşitli burslar bulunup, Amerika’da eğitim görmek daha cazip hale getirilebilir.

KAYNAK:http://blogs.voanews.com/turkish/kampus-gunlugu/2013/03/21/amerikada-universite-egitiminin-finansal-boyutu/

COMMUNITY COLLEGE NEDİR?

Community College’ler iki yıllık üniversitelerden ibarettir. Bu okullar Amerika'da yüksek öğretim sisteminin bir halkasını oluşturmaktadır. Amerika'da 10 milyondan fazla öğrenci, bütün üniversite öğrencilerinin % 40’ı, Community College'lere devam etmektedir. 

"4 yıllık üniversitelere girmede bir adım” olarak tanımlanan bu okullarda kaliteli eğitim imkanı sunulmaktır.

Community college'lerden sonra dört yıllık bir okula transfer olabilirsiniz. College'lerin çoğu bulunduklari eyalette dört yıllık kolej / üniversiteler ile akademik anlaşmaları vardır. 

Fiyatların çok fazla düşük olması sebebiyle Amerikalılar tarafından da çok tercih edilmektedirler. Her yıl 200.000 dan fazla yabancı öğrenci bu okullarda öğrenim görmektedir.


Neden Community College? 

-- Kabul şartları kolay yerine getirilebilir.

-- Dört yıllık üniversiteler ile aynı seviyede kaliteli eğitim alınır.
(Nitekim Amerika'da 4 yıllık üniversitelere giden öğrencilerin % 55'i, yüksekokul öğrenimlerine iki yıllık Community College'lerden başlamışlardır.)

-- Ucuz eğitim imkanı

-- Her okulun YÖK tarafından akreditesi

-- Dört senelik üniversitelere geciş imkanı 

-- Akademik personelin öğrenci ile birebir ilgilenmesi 

-- İngilizce hazırlık sınıfları 

-- 25 kişilik sınıflar

-- Hemen her bölümde eğitim imkanı sunması
NOT:Commınity College'ların ortalama fiyatları 4000-7500 dolar arasında değişmektedir.
KAYNAK:factconsultancy.com

University of Colorado-Boulder

Bugünkü yazımızda size Colorado'nun güzel şehri Boulder'da bulunan Colorado-Boulder üniversitesini anlatacağız.

1877 yılında kurulan Colorado-Boulder Üniversitesi(CU-Boulder) Rocky Dağları bölgesindeki bilim, mühendislik, işletme, hukuk, sanat, beşeri bilimler, eğitim, müzik ve daha birçok farklı disiplinde güçlü yönlere sahip lider ve kapsamlı araştırma üniversitelerinden biridir. Ülkedeki en göz alıcı kampüslerden birine sahip olan CU-Boulder dinamik bir eğitmen ve öğrenci topluluğu oluşturan mükemmel bir fakülte, personel ve öğrenci kitlesini çekmektedir.

Prestijli Amerikan Üniversiteleri Birliği’ne (AAU) ait 34 Amerikan kamu kuruluşundan biri olan CU-Boulder akademik mükemmellik ve son teknoloji araştırma geleneği ile gurur duymaktadır.

CU-Boulder 2009 yılından beri The Princeton Review ve USA Today dergileri tarafından “Best Value” kamu üniversitesi olarak değerlendirilmektedir. Güçlü bir mezunlar ağı, önde gelen işletmelerle yakın bağları, yüksek niteliklere sahip akademisyenleri ve kampüs ve topluluk katılımı ile sunulan sonsuz kişisel ve profesyonel gelişim fırsatları CU-Boulder’dan alınan dereceye değer katmaktadır.

CU-Boulder’daki canlı öğrenci topluluğu öğrencilerin kendine yer bulmasına yardımcı olmakta ve ilk başta büyük görünen üniversiteyi sıcak bir ortama dönüştürmektedir.  Aralarından seçim yapılabilecek 300’den fazla kulüp ve organizasyon bulunmakta ve her hafta katılıma açık düzinelerce kampüs etkinliği gerçekleştirilmektedir.

CU-Boulder’ın Öğrencileri ve Dünya Standartlarında Fakültesi
CU-Boulder’a kayıt yaptırmış 30.000’den fazla öğrencinin yaklaşık %5,6’sı 95’ten fazla ülkeyi temsil eden uluslararası öğrencilerden oluşmaktadır. Bu uluslararası öğrencilerin yüzde elli sekizi yüksek lisans seviyesinde, yüzde 42’si ise lisans seviyesinde eğitim almaktadır.

CU-Boulder’ın öğrenci-fakülte oranı 18:1’dir. CU-Boulder’da 1.240’tan fazla tam zamanlı akademisyen eğitim vermektedir – yüzde 91’i doktora veya diğer yüksek derecelere sahiptir. Fakülte birçok akademik onur payesi ve ödül almış ulusal ve uluslararası çapta tanınmış akademisyenlere sahiptir:

  • 5 Nobel Ödülü sahibi
  • 19 Rhodes Scholars sahibi
  • 7 MacArthur Genius Grant Fellowships sahibi
  • 1 United States Professor of the Year sahibi
  • 94 faculty Fulbright Scholars sahibi
  • 4 profesör son üç yıl içinde Guggenheim Memorial Foundation Fellowships ödülüne layık görülmüştür
  • 2 National Science Foundation Director’s Award winners for Distinguished Teaching Scholars ödülü sahibi
  • BOULDER'da YAŞAM
  • Rocky Dağları eteklerinde yer alan Boulder ABD’deki en güzel şehirlerden biri ve Colorado’nun en çok turist çeken merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Boulder’ın konum ve yüksek yaşam standartları dünyanın her yerinden etkin ve eğitimli insanları çekmektedir. Boulder halkı farklı kültürlerden insanları kabul etmekte olup hem yaşayanlar ve ziyaretçiler için güvenli bir atmosfer ve sağlıklı bir ortam sunmaktadır.

    Boulder’da her zaman yapılacak bir şey var -  Boulder Tiyatro’sunda veya tarihi Chautauqua Oditoryumu’nda bir konser dinleyebilir, Boulder Creek Yolunda bisiklete binebilir, Pearl Street Alışveriş Merkezinde alışveriş yapabilir veya Flatirons yakınlarında yürüyüş yapabilirsiniz.

    Boulder bölgesi aynı zamanda araştırma ve ticari girişimleri de desteklemektedir. Boulder/Denver bölgesinde bulunan sayısız büyük ölçekli ulusal ve global şirket farklı eğitim alanlarında sonsuz CU-Boulder öğrencilerine stajyerlik ve uygulamalı eğitim fırsatı sunmaktadır.

    Boulder - Kısa Bilgiler

    • Nüfusu yaklaşık 103.000’dir.
    • Büyük metropollerden biri olan ve alışveriş, profesyonel spor takımları, konser alanları, sahne sanatları kompleksi ve sayısız müze, sanat galerisi ve festivaller gibi çeşitli eğlence seçenekleri sunan Denver’dan sadece 48 kilometre (30 mil) uzaklıkta yer alır.
    • Ülkenin en büyük uluslararası havalimanlarından biri olan Denver Uluslararası Havalimanına 45 dakika uzaklıkta
    • Dört farklı mevsimin yaşandığı ılıman iklim ve yılın 300 günü güneş
    • Olağanüstü toplu taşıma sistemi şehirde gezintiyi kolay ve güvenilir hale getirir.

    Boulder Dereceleri
    Sayısız dergi ve internet sitesi Boulder’ı farklı alanlarda ‘En İyi On’ listelerine sokmuştur. Kısa bir süre önce Boulder aşağıdaki dereceleri almıştır
    Kolej Öğrencileri İçin En İyi 20 Küçük Metro: 3. - American Institute for Economic Research (2012)
    Refaj Endeksi: 2. – Gallup-Healthways (2012)
    ABD’deki En Yenilikçi 20 Şehir: 5. – Business Insider (2013)
    Başarılı Yeni Başlangıçlar Şehirleri: 1. – CNN Money (2012)
    Amerika’nın En İyi Macera Şehirleri – National Geographic (2011)
    Amerika’nın Yaşanacak En İyi Yerleri: 60. – Money magazine (2012)
    Amerika’nın En Aktif 15 Şehir: 1. – Forbes (2011)
    Amerika’nın En İyi 50 Bisiklet Dostu Şehri: 3. – Bicycling (2012)
    10 En Mutlu Şehir: 1. – CBS News (2011)
    Amerika’daki En Okumuş Şehirleri: 5. – Amazon.com (2012)

    BOULDER'da KONAKLAMA

    Konaklama
    CU-Boulder'da ev yaşamı başarılı bir kolej deneyimi oluşturulmasının temellerinden biridir ve öğrencilere ömür boyu sürecek dostluklar edinme şansı sunar.

    Tüm yeni öğrencilerin ilk iki dönem kampüs yurtlarında kalması gerekmektedir. Yurtlar karmadır, ancak bazı yurtlarda kızlara ve erkeklere özel ayrı katlar bulunmaktadır. Birçok oda paylaşımlı olup tüm paylaşımlı odalarda sadece kızlar veya erkekler kalmaktadır.

    Nakil öğrenciler veya ilk yıllarını tamamlayan öğrenciler için sunulan kampüs seçenekleri arasında yurtlar, daireler veya aile evleri yer alır.

    Boulder çevresinde sayısız kampüs dışı daire ve ev bulunmaktadır. CU-Boulder Kampüst Dışı Öğrenci Hizmetleri ofisi Boulder’da kiralık odaların, evlerin ve dairelerin listelerini tutmaktadır.

    Akademik Destek
    Kampüs öğrencilere yurtlarda özel dersler, anadalar ve sağlık bilimleri, başarılı öğrenciler ve bazı alanlarda yardıma ihtiyaç duyan öğrenciler için uzman tavsiyeleri, organize grup çalışması oturumları, özel dersler, danışma için yazı merkezi ve fakülte üyelerinin sunduğu özel danışmanlıklar gibi öğrencilere farklı akademik destek seçenekleri sunmaktadır.

    Uluslararası Öğrenci ve Burs Hizmetleri
    Uluslararası Öğrenci ve Burs Hizmetleri (ISSS) ofisi göçmenlik, istihdam, kültürler arası adaptasyon, akademik politikalar ve kampüs kaynakları hakkında tavsiyelerde bulunarak CU-Boulder’daki tüm uluslararası öğrencileri desteklemektedir. ISSS her dönem başlangıcında uluslararası öğrenciler için hoş geldiniz toplantısı düzenlemekte ve Hoş Geldiniz Haftası boyunca çeşitli sosyal etkinlikler organize etmek için bir öğrenci kulübü olan CU International ile birlikte çalışmaktadır. ISSS ayrıca örneğin haftalık uluslararası kahve saati gibi yıl boyunca uluslararası öğrenciler için düzenlenen birçok programa ve etkinliğe sponsor olmaktadır.

    Kariyer Hizmetleri
    Kariyer Hizmetleri öğrencilere profesyonel gelişimlerinde ve iş arama süreçlerinde yardımcı olmaktadır. Hizmetler arasında kariyer ve stajyerlik fuarları, kariyer danışmanlığı, iş ve stajyerlik listeleri, test hizmetleri ve iş arama koçluğu (özgeçmiş/CV yazımı, ağ kurma, iş görüşmesine hazırlık) yer almaktadır.

    Sağlık Hizmetleri
    Wardenburg Sağlık Merkezi kampüste bulunan CU-Boulder öğrenciler için birinci basamak sağlık merkezidir.  Hizmetleri arasında birinci basamak tedavi, psikolojik sağlık, spor tıbbı, kadın sağlığı ve çift sağlığı eğitimi yer almaktadır.

    Kaynak:factconsultancy.com

31 Mart 2014 Pazartesi

MUST HAVE WORDS FOR THE SAT

abrade: wear away by friction.
example: Because the sharp rocks had abraded the skin on her legs, she dabbed iodine on the scrapes and abrasions.

abridge: condense or shorten.
example: Because the publishers felt the public wanted a shorter version of War and Peace, the proceeded to abridge the novel.

absolute: complete, totally unlimited; certain.
example: Although the King of Siam was an absolute monarch, he did not want to behead his unfaithful wife without absolute evidence of her infidelity. 

abstain: hold oneself back voluntarily from an action or practice.
example: After considering the effect of alcohol on his athletic performance, he decided to abstain from drinking while he trained for the race.

abstinence: restraint from eating or drinking.
example: The doctor recommended total abstinence from salted foods.

kaynak: BARRON'S SAT BOOK


30 Mart 2014 Pazar

Winning Tactics of the SAT

You now know the basic framework of the SAT. It is time for the big question: How can you become a winner on the SAT?
  •  First you have to decide just winning is for you. For one student, winning means breaking 1500; for another, only a total score of 2100 will do. Therefore, the first thing you have to do is set your goal.
  • Second, you must learn to pace yourself during the test.
  • Third, you need to understand the rewards of guessing.
Here are your winning tactics for the SAT...
   1.Set your goal.
Begin you begin studying for the SAT, you need to set a realistic goal for yourself.
   2.Know how many question you should try to answer
The best way to increase your score on the SAT is to answer fewer questions.
NOTE: For each multiple choice question that you answer incorrectly, you lose 1/4 point.
The biggest mistake most students make is trying to answer too many questions.
   3.Know how to pace yourself.
   4.Keep careful track of your time.
Before you start each section, set your watch to 12.00.
   5.Remember, each question, easy or hard, is worth just 1 point.
   6.Answer the easy question first; then tackle the hard ones.
   7.Make sure that you answer the question asked.
   8.Don't change answers on a last minute.
   9.Use your calculator only when you need to.
  10.Remember that you are allowed to write anything you want in your test booklet.
  11.When you use your calculator, don't go too quickly. 
  12.Don't be nervous: if your scores aren't as high as you would like, you can take the SAT again.

kaynak: borron's sat book

29 Mart 2014 Cumartesi

OHIO STATE UNIVERSITY

Bugünkü yazımızda Ohio State University'i anlatacağız.
Ohio Üniversitesi, ABD’deki 6 kampusunde 20 bin öğrenciyi barındırıyor. 250 lisans, 170 master ve 50 farklı doktora programı bulunan üniversite, en başarılı devlet üniversiteleri arasında ilk yüzde 2’lik dilim içinde yer alıyor. Üniversite, mezunlarının başarılarına göre yapılan sıralamada ise 4’üncü sırada. Uluslararası öğrenci koordinatörü Vicki Seefeldt West anlattı.

Üniversitenizin tarihçesinden kısaca bahseder misiniz?
1804 yılında kurulmuş olan Ohio Üniversitesi, Merkezi Kuzey Kolej ve Okullar Birliği tarafından resmen tanınan bir kurum. Üniversitemiz Birleşik Devletler haber ve dünya ABD’deki en başarılı devlet üniversiteleri arasında yüzde 2’lik dilim içinde yer alıyor. Birleşik Devletler’de mezunlarının başarılarıyla ise 4’üncü sırada. Ana kampusumuz Athens, Ohio’da. Ayrıca 6.000 öğrencinin bulunduğu 5 kampus daha bulunuyor. Üniversitede 250’den fazla lisans, 75’ten fazla alanda 170 master programı ve 50 doktora programı var.

Üniversitenizin yer aldığı Athens şehrinin özellikleri neler?
Athens tipik bir Amerikan üniversite şehri. Küçük şehir konukseverliği ile büyük şehir olanakları,
herkesi sıcak karşılayan ileri görüşlü bir nüfusu var.

Öğrenci sayınız nedir?
Yaklaşık 20.000 öğrencimiz var. Bunların 17.000’i üniversite, 3.000’i master öğrencisi.

Üniversitenizdeki uluslararası öğrenci sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
1895 yılında ilk uluslararası mezunlarımızı verdik. Şu anda 100 fazla ülkeden yaklaşık 1200 uluslararası öğrencimiz var. Lisans sınıflarının ortalama mevcudu 24.

Üniversitenizde proje yapılabilecek alanlar hangileri?
Bütün seviyelerde yenilik yanlısı araştırmalar ve yaratıcı fırsatlar mevcut. Bu alanlar gazetecilik, biyoteknoloji, radyo yayını, ekonomi, eğitsel yazılım, film, uluslar arası ticaret, mikroskopik nesnelerin imalatı ve ölçümü teknolojisi, telekomünikasyon, ulaşım ve kamu işleri.

Akademik takviminiz nedir?
Sonbahar, Kış, İlkbahar dönemleri 10-12’şer hafta sürüyor. Yaz dönemi 5 haftalık 2 devreden oluşuyor. 6 haftalık kış tatili Kasım sonu yeni yıla doğru yapılıyor.

Üniversitenizdeki kültürel aktiviteler neler?
Canlı sanat toplulukları, çeşitli spor aktiviteleri, uluslararası öğrenciler tarafından düzenlenmiş aktiviteler ve Athens Uluslararası Film Festivali düzenleniyor.

Programlarınız arasında popüler olanlar hangileri?
İletişim, mühendislik, işletme, uluslararası ilişkiler popüler programlarımız. Ayrıca Gazetecilik ve MBA programlarında ABD’deki en iyi 10 üniversiteden biriyiz.

Üniversite kapsamındaki akademik kaynaklar nelerdir?
Kapsamlı kütüphane, kablosuz internet bağlantısı, yaklaşık 65 bilgisayar laboratuarı, öğrenci yazı merkezi. Ayrıca tenis kortu, golf kursu, bisiklet ve koşu alanı mevcut.

Üniversiteye genel giriş şartlarınız neler?
Kendi ülkesinde ilkokul, ortaokul, lise eğitimini tamamlamış olmak,
3.0 ( B ) genel not ortalamasına sahip olmak,
Gerekli minimum TOEFL skorunu sağlamak (Tam zamanlı akademik programlara kabul edilebilmek için TOEFL 550/203/80 ya da IELTS 6,5)
Ya da öğrenciler üniversitemiz tarafından İngilizce sınavına tabi tutulur ve skor yetersizse OPIE’ye yerleştirilirler.
Burs başvurusu yapılacak olanlardan SAT ve ACT sınavı istenir.

2014-2015 tahmini edilen fiyatları
Lisans
Okul ücreti (9 ay): 17.977 $
Oda (kahvaltı ve akşam yemeği dahil): 8.815 $
Sağlık sigortası: 918 $
Kitap ve materyal ücreti: 922 $
Kişisel harcamalar (9 ay): 2.867 $
Toplam: 31.499 $

Master
Okul ücreti (9 ay): 15.597 $
Genel masraflar (okul imkanlarından yararlanma): 1.879.$
Yaşam gideri (9 ay): 10.543
Sağlık sigortası: 918 $
Toplam: 27.771 $

Burs imkanları sağlıyor musunuz?
Lisans öğrencileri için;
500-8000 $ arasında okulumuzun öğrencilere sağladığı Merit bursu söz konusu. SAT skoruna bağlı olarak rekabet sonucu hak kazanılan bu bursa sadece sonbahar döneminde başlayacak öğrenciler başvurabiliyor. İlk yıl için burs almaya hak kazanamayanlar, 1 yıllık kredi sayısını tamamladıktan sonra ‘upper-class’ burslarına başvurabiliyorlar.

Master öğrencileri için;
Yıllık yaklaşık 2000 master öğrencisine burs imkanı sağlanıyor.
Burs kısmı burs şeklinde veriliyor.
- Yardımcılık Master: Kısmı ya da tam burs + maaş
-Öğrencilere çalışma imkanının sağlandığı burs: Kısmı burs + 3 aylık dönem başına 600$ maaş
-Staj: Bazı bölümlerde mevcut
-Part-time kampuste çalışma imkanı da bir seçenek

Lisans öğrencileriwww.applyweb.com/apply/ohiou/menu.html, master öğrencileriwww.ohio.edu/graduate/internationaladresinden bilgi alabilirler.
OHIO STATE UNIVERSITY KABUL VE SAT ORANLARI:
Kabul Oranı:%64
SAT Critical Reading:540/650
Sat Math:610/710
Sat Writing:550/650


KAYNAK:http://www.atlasedu.com/universitelerden-secmeler/ohio-universitesi--abd---de-ilk--yuzde-2---nin-icinde/

http://collegeapps.about.com/od/collegeprofiles/p/OSU.htm

DÜNYANIN EN İYİ 100 ÜNİVERSİTESİ

1. Harvard Üniversitesi
2. Massachusetts Teknoloji
3. Cambridge Üniversitesi
4. Stanford Üniversitesi
5. California Berkeley Üniversitesi
6. Oxford Üniversitesi
7. Princeton Üniversitesi
8. Tokyo Üniversitesi
9. California Los Angeles Üniversitesi
10. Yale Üniversitesi
11. California Teknoloji Enstitüsü
12. Michigan Üniversitesi
13. Londra Emperyal Koleji
14. Chicago Üniversitesi
15. Columbia Üniversitesi
16. Cornell Üniversitesi
17. Toronto Üniversitesi
18. Johns Hopkins Üniversitesi
19. Pennsylvania Üniversitesi
20. Kyoto Üniversitesi
21. Londra Koleji Üniversitesi
22. İsviçre Federal Teknoloji Üniversitesi
23. University of Illinois at Urbana Champaign
24. Singapore Ulusal Üniversitesi
25. British Columbia Üniversitesi
26. McGill Üniversitesi
27. Wisconsin-Madison Üniversitesi
28. Washington Üniversitesi
29. Londra Ekonomi ve Politik Bilimler Okulu
30. Tsinghua Üniversitesi
31. California San Francisco Üniversitesi
32. Texas at Austin Üniversitesi
33. Duke Üniversitesi
34. New York Üniversitesi
35. Northwestern Üniversitesi
36. California San Diego Üniversitesi
37. Carnegie Mellon Üniversitesi
38. Peking Üniversitesi
39. Hong Kong Üniversitesi
40. Massachusetts Üniversitesi
41. Georgia Teknoloji Enstitüsü
42. Ludwig-Maximilians-Universität München
43. Melbourne Üniversitesi
44. Avustralya Ulusal Üniversitesi
45. California Davis Üniversitesi
46. North Carolina at Chapel Hill Üniversitesi
47. Minnesota Üniversitesi
48. Purdue Üniversitesi
49. Edinburgh Üniversitesi
50. Sydney Üniversitesi
51. Delft Teknoloji Üniversitesi
52. Karolinska Enstitüsü
53. Manchester Üniversitesi
54. Ohio Devlet Üniversitesi
55. Osaka Üniversitesi
56. Pennsylvania Devlet Üniversitesi
57. Santa Barbara California Üniversitesi
58. Seoul Ulusal Üniversitesi
59. Tohoku Üniversitesi
60. Tokyo Teknoloji Üniversitesi
61. École Polytechnique Fédérale de Lausanne
62. Hebrew University of Jerusalem
63. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
64. Humboldt-Universität zu Berlin
65. King’s College London
66. Technische Universität München
67. Pittsburgh Üniversitesi
68. São Paulo Üniversitesi
69. California Southern Üniversitesi
70. Taiwan Ulusal Üniversitesi
71. Amsterdam Üniversitesi
72. Michigan Devlet Üniversitesi
73. Paris-Sorbonne Üniversitesi
74. Australia Queensland Üniversitesi
75. Texas A&M Üniversitesi
76. Uppsala Üniversitesi
77. Utrecht Üniversitesi
78. St Louis Washington Üniversitesi
79. Zürich Üniversitesi
80. Brown Üniversitesi
81. Hong Kong Çin Üniversitesi
82. Florida Üniversitesi
83. Katholieke Universiteit Leuven
84. Korea Advanced Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
85. Leeds Üniversitesi
86. Leiden Üniversitesi
87. Lund Üniversitesi
88. Nanyang Teknik Üniversitesi
89. Tel Aviv Üniversitesi
90. Arizona Üniversitesi
91. Boston Üniversitesi
92. Bristol Üniversitesi
93. École Polytechnique
94. Indiana Üniversitesi
95. Ortadoğu Teknik Üniversitesi
96. Paris-Sud Üniversitesi
97. Pierre et Marie Curie Üniversitesi
98. Rutgers, New Jersey Devlet Üniversitesi
99. Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi
100- RICE Üniversitesi (ABD)
KAYNAK:http://www.ies-intervega.com/yurtdisinda-universite-egitimi/dunyanin-en-iyi-100-universitesi/

YURTDIŞINDA BURS BULMAK

Nereden başlamalı?
Yurtdışı bursları için doğru başlangıç sizin kendinizi tanımanızdan başlar. Yurtdışında burslu okumak için, öncelikle kendinizi gerçekçi bir şekilde tanımanız gerekir. Empati sınırınızı zorlayın ve kendinizi burs verecek kişi-kurumun yerine koyun. Siz, bu kurumun yerinde olsaydınız, kendinize burs verir miydiniz sorusuna gerçekçi bir cevap bulmaya çalışın.
Yurtdışında burs veren kurum sayısı ve toplam burs kontenjanı sayısı çok kıttır, buna karşılık burs talep eden kişi sayısı ise çok fazladır. Bu oran, 2001 yılında 1'e 12,000 şeklindeydi. Yani, her 12,000 burs talebine karşılık sadece 1 öğrenci burs alma hakkını kazanabildi.
Burs talepleri bazen o kadar yoğun yaşanmaktadır ki, burs veren kurumların telefonları ve posta mesaj trafiği sık sık kilitlenebilmektedir. Örneğin, ICEP Vakfı olarak yılda sadece 25 yeni öğrenciye yurtiçi eğitim bursu vermemize karşın başvuru sayısı 30,000'i aşabilmektedir.
Yurtdışına her yıl ortalama 100 öğrenci gönderen Türk Eğitim Vakfı'nın telefonları burs dönemlerinde tamamen kilitlenmekte, gelen başvuruların sayısı 100,000'i aşabilmektedir.
Kimlerin burs şansı var?
Bazen öylesine yoğun başvuru yaşanmaktadır ki, sadece istatistiksel anlamda şans oyunlarında para kazanma ihtimali, burs bulma ihtimalinden daha yüksek olmaktadır. Ancak, burs dağıtımında şansın rolü nerede ise hiç yoktur. Burs dağıtımında önemli olan talepte bulunanın şansı değil, ne tür başarılı eğitim geçmişine sahip olduğudur.
Kimlerin şansı yok?
Yurtdışında yüksek öğrenim yapmak isteyen birisiniz, ancak gitmek istediğiniz ülkenin dilini çok iyi derecede bilmiyorsunuz. Ya da yabancı diliniz çok iyi olmasına karşın, öyle parlak başarıları olan bir öğrenci değilsiniz. Başarınızı ölçecek bir eğitim geçmişiniz, sporda bir başarınız veya önemli bir projeniz yok. O halde zamanınızı burs bulmak için boşuna harcıyorsunuz demektir.
Ne tür kriterler aranıyor?
 Eğer aradığınız burs yurtdışı yüksek öğrenim bursu ise, öncelikle gitmek istediğiniz ülkenin dilini çok iyi bilmelisiniz.
Başarılı bir eğitim geçmişine ve/veya sportif bir alanda yüksek bir başarıya ve/veya yaşamınızda başarılı bir iş ve bilgi birikimine sahip olmalısınız. Size burs verecek olan kurumun başarınıza, bilginize ve deneyimlerinize güvenmesi ve bunlardan yararlanabileceğini ümit etmesi gerekir.
 Burslar genelde kısmi burslardır. Yani bir kısım masraflarınızı karşılayan ancak yine de sizin bazı masraflarınızı karşılamanız gereken burslar çoğunluktadır.
 Burslara 1-2 yıl önceden başvurmak, diğer rakipleriniz arasından sıyrılmak için onlardan daha kuvvetli dokümanlar hazırlamak durumundasınız.
Nerelere Başvurmalı?
AMERİKAN ÜNİVERSİTE BURSLARI
Yurtdışındaki bazı üniversitelerde bırakın burslu okumayı, paranız ile okumanız dahi çok zordur. Her üniversite kendi bünyesine olası en iyi öğrencileri seçmektedir. Örneğin, ABD'nin en iyi üniversitelerinden olan MIT, Stanford, George Town gibi onlarca üniversitesi pahalı olmalarına karşın sadece üstün başarılı öğrencileri kabul etmektedir. Bu üniversitelerin yıllık eğitim giderleri yaklaşık 40.000 ABD Doları civarındadır ve kayıt için genelde 4 üzerinden 3.50 gibi yüksek not ortalamasına sahip öğrencileri kabul etmektedir. Yani, bu Üniversitelerde okuyabilmeniz için hem her yıl için en az 40–50 bin dolar paranız olmalı hem de üstün başarılı bir öğrenci olmanız gerekir. Bu anlamda, sadece paranız olması veya sadece başarılı olmanız yeterli değildir. Yani (benim not ortalamam 3.60, ama param yok burs istiyorum) şeklinde bir talep ile burs istemenizin genelde cevabı ret olacaktır, çünkü zaten sizin durumunuzda olan yüzlerce genç bu üniversitelerde paralı olarak okumaya hazır durumdadır. Üniversitenin bunca öğrenciyi paralı olarak kabul etmesi dururken, sizi burslu kabul etmesi için sizin diğer öğrencilerden daha iyi not ortalamasına ve/veya bazı özel nedenlere sahip olmanız gerekir.
Bu özel nedenler şunlar olabilir:
1. Şimdiki üniversitenizde aranızın çok iyi olduğu bir hocanız, yurtdışında tanıdığı bir başka hoca arkadaşına sizi tavsiye edebilir. Genelde ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde bulunan üniversite öğretim görevlileri, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden çok başarılı öğrencileri kendi üniversitelerine kazandırmak isterler.
2. Yurtdışında birçok üniversitenin popüler spor dallarında takımları vardır. Bu takımlar üniversitenin tanınmasında oldukça iyi rol oynarlar. Eğer siz böyle bir takımda oynayarak, takımın başarısına dolayısıyla üniversitenin tanınmasına katkıda bulunabileceğinize inanıyorsanız, üniversite size spor bursu verebilir. Ancak unutmayın, basketbol oynamayı bilmek ile basketbolu profesyonel biri gibi çok iyi oynamak ve basketbolda iddialı olmak arasında fark vardır. Bir üniversitenin spor bursunu alabilmeniz için, ilgili olduğunuz spor dalında çok iyi olmanız ve bunu ispat etmeniz gerekir.
3. Ne üniversitede başarılı birisiniz, ne de sporda. O zaman belki de bir bilimsel alanda ödülünüz, tanınan bir araştırmanız veya çok iyi bilinen bir yayınınız vardır. O zaman Üniversite sizin gibi araştırmacı öğrencileri bünyesine burslu veya kısmi burslu almayı düşünebilir.

YÖK-MBE BURSLARI

Anadolu'da açılan onlarca üniversitede çok büyük bir öğretim görevlisi açığı vardır. Hükümet, Dünya Bankası kredileri ve YÖK - MBE aracılığıyla bu öğretim görevlisi açığını düşürebilmek amacı ile karşılıklı burslar vermektedir. Zorunlu hizmeti olan bu uygulamadan yararlanmak için bulunduğunuz üniversiteye başvurmanız gerekir.

TÜRK EĞİTİM VAKFI BURSLARI
TEV (Türk Eğitim Vakfı) ülkemizin gereksinimini duyduğu nitelikli elemanların yetiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla yurt dışı eğitim burslarını 1969 yılından itibaren vermeye başlamıştır.

TEV Yüksek Lisans BurslarıA.B.D, Kanada, İngiltere, Federal Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre, Avusturya ve diğer Batı Avrupa ülkelerinde yüksek lisans öğrenimini gören öğrencilere verilir. Bursiyerlerin öğrenim süresince tüm masrafları TEV tarafından karşılanır. Burs verilen dallar: İşletmecilik, Endüstri Yönetimi, Mühendislik, Sosyal Bilimler.
TEV'e yurtdışı yüksek öğrenim bursu için nasıl başvurulur?
TEV tarafından, yurt dışı burslarının başvuru süresi ve yöntemi basın aracılığıyla ilan edilir. Aynı zamanda öğretim kurumlarına da bilgi verilir. Adaylar bu ilanlar ve bilgilere göre başvuruda bulunurlar. TEV yurt dışına üç yoldan burslu öğrenci yollamaktadır:

1. Türk Eğitim Vakfı tarafından tamamı karşılanan burslar:
Genellikle İşletme Yönetimi, Mühendislik ve Sosyal Bilimler dallarında verilmektedir. Bu bursların dalları her yıl tekrar gözden geçirilir.

2. Türk Eğitim Vakfı ile İngiliz Hükümeti'nin müşterek verdiği burslar:
Elektrik-Elektronik, Bilgisayar, Çevre ve Endüstri Mühendisliği ile Basın Yayın ve Halkla ilişkiler, Ekonomi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler dallarındadır. Burs şartları ve dalları her yıl yeniden gözden geçirilir.

3. Sadberk KOÇ fonunun gelirleriyle verilen burslar:
Geleneksel Türk El Sanatları (Resim Restorasyonu dahil), Müzecilik, Kütüphanecilik ve Müzik dallarındadır. Bu bursların tamamı Sadberk KOÇ Fonu'ndan karşılanmaktadır.
Adaylarda aranılan koşullar
- T.C. vatandaşı olmak ve 30 yaşından büyük olmamak,
- Yukarda belirtilen dallarda eğitim yapan üniversite veya yüksek okullardan 4 üzerinden en az 3, 10 üzerinden en az 7,5 not ortalaması ile mezun olmak veya mezun olacak durumda olmak,
- Öğrenim göreceği ülkenin dilini çok iyi derecede bilmek (Adaylar yazılı ve sözlü sınava tabi tutulurlar),
- Yurt dışında öğrenim yapmak için gerekli maddi imkân olmadığını belgelemek gereklidir.
Başvuruda istenilen belgeler ve diğer koşullar:

1- İsteklilerin duyurulan başvuru süresi içinde aşağıda belirtilen belgeleri tamamlayarak kendilerine en yakın bir Türk Eğitim Vakfı şubesine vermeleri gerekir:
a. TEV'den alınacak olan BAŞVURU FORMU
b. Nüfus cüzdanının tasdikli örneği,
c. 2 adet vesikalık fotoğraf,
d. Sağlık raporu
e. Ailenin ekonomik gücünün yeterli olmadığını ispatlayan her türlü belge
f. Okuduğu üniversiteden alınmış transkript,
g. Diploma veya çıkış belgesinin noter tasdikli örneği,
h. Yüksek öğrenim süresince adayı tanıyan 2 öğretim üyesinin referans mektupları.
2- Yukarıda yazılı koşulları yerine getiren burs isteklileri, dil ve mesleki bilgi sınavlarına Robert Kolej, Türk-Amerikan Derneği, Alman, Fransız ve İtalyan Kültür Derneklerine başvurarak Ankara, İzmir ve İstanbul'da katılırlar.

3- Öğrencinin gitmek istediği yurtdışındaki üniversiteden kabul belgesi alabilmek için gerekli yazışmalar bursiyer tarafından yapılır.

4- Bursiyer adayları, TEV Genel Merkezinde görüşme ve mülakata çağrılırlar.

5- Sınav ve mülakat sonuçları, genel not ortalamaları ile ailelerin mali durumlarına göre seçilen asil adaylar, TEV'e Noter'den tasdikli taahhütname ve kefaletname verirler.

6- Burs alanlar, master öğrenimi süresince kendilerine yapılan döviz ödemelerinin tamamını çalışmaya başladıktan sonra, ilerde kendileri gibi başka Türk gencinin yetişmesi için, uygun taksitlerle TEV'e geri ödemekle yükümlüdür.
Başvuru Adresi:
Türk Eğitim Vakfı
Büyükdere Caddesi
TEV Kocabaş İşhanı
No: 111 Kat:7-8
Gayrettepe
80300 İSTANBUL
Tel : 0212 217 58 58
KAYNAK:
http://www.icep.org.tr/turkish/burslar.asp
 
s